KADIKÖY’DEKİ KÜÇÜK ARKADAŞIM

Ülkemizin sorunlarından biri de küçük yaşta çalıştırılan çocuklardır.

Bugünkü hikayem, Kadıköy/ Moda’daki küçük arkadaşım için.

16 Haziran gecesi -saat 23.00 gibi-, Moda sahilde bir arkadaşımla otururken yanımıza, 8 yaşlarında bir erkek çocuğu geldi. Elinde mendil ve birkaç saç tokası vardı; bunları satıyordu. Bizimle sohbet etmeye başladı. I phone şeklinde bir çakmak bulmuş yerden, üstü biraz çamurlu.
– “Telefonum nasıl? yerden buldum, nefis değil mi sence de? sadece fotoğraf çekmiyor, diğer her şeyi yapıyor” dedi bana tatlışım.
– “Çok güzel, senin mi? baya kaliteli bir şey o ya.” diye cevap verdim.

Halbuki, elindeki şey bir çakmaktı; telefon değildi; o da bunun pek tabi farkındaydı. Ama belli ki, elindekini telefon olarak hayal edip oynamaktan büyük zevk alıyordu.

– “Islak mendilin var mı, çok kirli bu telefon” dedi bana.
– “Var dur vereyim” dedim.

Verdim, temizledi. Nasıl mutlu oldu; onu mutlu görünce öpesim geldi yanaklarından. Biraz sohbet ettik, derslerini, ailesini, evini sordum. Anlattı. Ama bir sorun vardı. Derslerini sorduğumda:
– “Hepsi sıfırmış karnemdeki notlarımın; babam öyle diyor” dedi.

Öyle bir karne olmayacağını hepimiz biliyoruz. Anladım ki, aile, çocuğu okuldan soğutmak için bunları söylüyor. Çünkü böyle aileler için okumaktan daha önemli olan, okumak değil , küçük yaştaki bu çocuğun çalıştırılması !!!

O gece öylece vedalaştık.

Aradan 3 ay geçti. Yine, Moda’daydım. Gördüm onu; o da beni gördü, yanıma koştu.

– “Telefonun nerede ?” dedim
– “Çaldılar onu; seninki ile biraz oyun oynayabilir miyim ?” dedi.
– “Benim telefonumda oyun yok, ama istersen birlikte başka şeyler oynarız; mesela el kızartmaca?” dedim.
Gözleri ışıldadı.

……….

Kadıköy-Moda’daki bu küçük arkadaşım, çocukluğunu yaşayamıyor.
Çünkü ailesi onu çalıştırıyor.
Çünkü ailesi onu okuldan soğutmak için yalanlar söylüyor.
Çünkü ailesi onu önemsemiyor.

Burada, şuna değinmek isterim ki; eğer çocuklar, çocukluklarını yaşayamazlarsa, ileride problemli bireylere dönüşürler.

Çocuklar, oyun oynamalı, gezmeli, eğlenmeli, okula gitmelidir !

Çocuklar, işçi değildir!

Çocuklar, bizim sömürge olarak kullanacağımız varlıklar değildir !

Bu şekilde çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, bariz haksızlığa uğramaktadır. Hukuk, hak dengesini oluşturan ve denge oluştuktan sonra da bu dengeyi koruyan bir bilim dalıdır. Hukuk, böylesine haksızlığa uğrayan çocuklara, sahip çıkmak; onları korumak zorundadır!

Artık, metro veya otobüs istasyonlarında, çalışan çocuklar görmemeliyiz!

Çöp taşıyan çocuklar görmemeliyiz!

Ellerinde kitapları olan, oyuncakları olan, okullarına gidip; okuyan; mutluluktan gözleri parlayan çocuklar görmeliyiz. Gözlerinde umutsuzluk olan her bir çocuktan hepimiz sorumluyuz.

Küçüklerimizin  mutlu ve umutlu gözleri, hayata pozitif bakmayı beraberinde getirecektir. Bu çocuklar, sağlıklı beyinlerle büyüyüp yetişkin birey olduklarında; içinde bulunduğumuz bu hayat döngüsü de daha sağlıklı daha kaliteli hale gelecektir.

Kaliteli bir yaşam için, kaliteli insanlar yetişmelidir. Kaliteli insan, kendini gerçekleştirebilen kişidir. İnsanın kendini gerçekleştirebilmesi için; hayallerine kavuşabilmesi; kavuşturulabilmesi şarttır. Mutlu bir çocukluk dönemi geçirenler; ileriki yaşlarında toplum için çok daha sağlıklı birey haline gelir.

Dikkat ederseniz, ülkede suç işleyenlerin çoğu, geçmişin izlerini üzerlerinde taşıyanlardır. Onlara bahşedilen hayat, onları mutsuzluğa, umutsuzluğa sürüklüyor. İnsanın mutlu olmaya ihtiyacı var. İnsan hep mutluluğu arar; bu içgüdüseldir. Bu mutluluk arayışında; bilinçli bireyler yetiştirebilirsek; onların hayatlarına ışık tutmuş oluruz. Çünkü, insanlar bilinçli olmadıklarında; amaçları sadece mutluluğu bulmak üzerine olduğundan; düşünmeden hareket eder ve yanlış kararlar verir.

Uyuşturucu ve keyif verici madde kullanımı, fuhuş, insan ticareti gibi büyük suçlardan tutun cebir, tehdit, şantaja kadar tüm bu suçların altında insan psikolojisindeki bozukluklar yatar. Bu psikolojiyi, ta çocukluktan sağlam tutmak gerekir.

Bir deyim vardır biliriz hepimiz: “Temeli sağlam tutmak”.

Bireyin temelleri çocuklukta atılır; ve bu temel ne kadar sağlam atılırsa o kadar da sağlam yetişkin bireyler oluşur.

Bu yüzden;
Çocuklara önem verin.
Çocuklarınızın, çocukluklarını yaşamasına izin verin.
Kendilerini gerçekleştirebilmeleri için onlara fırsat tanıyın.
Psikolojik, sosyolojik, pedogojik vb. tüm alanlarda, onlara konfor sağlayın.

Eğer, bunları çocuklarınıza veremeyecekseniz, lütfen çocuk yapmayın !
Çünkü toplum, ancak bu şekilde ilerleyebilecek.
Çünkü ülkedeki suç oranları ancak bu şekilde düşebilecek.
Çünkü ahlaklı, aklı başında, iyi ve çalışkan bireyler ancak bu şekilde oluşabilecek.
Çünkü cehalet, ancak bu şekilde son bulabilecek !

OKUYUN, OKUTUN! EN ÇOK DA ÇOCUKLARI OKUTUN, ONLARIN YANINDA OLUN! ONLARA DESTEK OLUN!

 

Av. Buse YILDIZ