KIRKINDAN SONRA AZANI TENEŞİR PAKLAR
70’İNDEN SONRA AZANI ÇOCUKLARI PATAKLAR

<< 17 yaşındaki Nazlıcan Tagizade ile evlenerek tüm şimşekleri
üzerine çeken işadamı Halis Toprak’ın kızları, evliliğin iptali
ve babalarının vesayet altına alınması için mahkemeye
başvurdu.

Kızlar, “Baba yapma ! Hüseyin Üzmez gibi olursun ! dedik ama
dinletemedik.. Babamız bize, ‘O evlenmedi. Ben evleneceğim.
Evlenince Üzmez gibi olmam’ diye cevap verdi.
Herkese örnek bir işadamının böyle bir evlilik yapması çok
kötü. Babamız zaaflarına kurban gitti. Biz 10 kardeşiz.
Hepimiz, babamızın bu evliliği bitirmesini bekliyoruz. İçine
düştüğümüz utanç, bize bu kararı aldırdı”

dediler. >>
“Halis Toprak’ın kızları, dava dilekçelerinde, babalarını ‘Züğürt Ağa’ya benzeterek, babalarının hem kendisine, hem ailesine hem de Toprak Holding’e, telafisi güç zararlar verdiği ve torunlarından küçük bir kız çocuğuyla evlendiği için, kendisine (*) bir veya birkaç vasi tayin edilmesi gerektiğini ifade etmişler.“
………………………………………………..

Ben, uzun yıllar avukatlık yaptıktan sonra, artık kimseyi ayıplamamayı öğrendim; çünkü gördüm ki, her şey insanlar için. Kimin ne zaman başına ne gelecek belli değil.

Bu olaya baktığımızda, 2 problem görmekteyim. Biri, Halis Toprak’ın evliliği; diğeri de kendisine vasi tayin edilmek istenmesi.

İsterseniz, önce Halis Toprak’ın evliliğinin geçerli olup olmadığına bir bakalım :

 

(*) Medeni Kanun madde 406’ya göre

HALİS TOPRAK’IN EVLİLİĞİ GEÇERLİ Mİ ?
MİNİMUM EVLENME YAŞI 16’DIR

18 yaşını doldurmuş (yani 19’undan gün almış olan) kadın ve erkek evlenebilir; çünkü 18 yaş, kanunen ‘çocuk’ olmanın sona erdiği, yetişkin olunduğu yaştır.

Ancak evlenmek isteyen kadın veya erkek, 18 değil de, 17 yaşını doldurmuş (yani 18’inden gün almış) ise, kanunen hala ‘çocuk’ olduklarından; evlilik için, mutlaka ana ve babalarının (ana-baba boşanmışsa, velayeti alan tarafın) rızasını almak zorundadırlar.

Daha da küçük olanlar, yani 16 yaşını doldurmuş (17’den gün almış) olanlar ise, hem ana-babanın onayını hem de mahkemeden, evlilikle ilgili izin kararını almak zorundadırlar.

16 yaşından küçükler ise, hiçbir şekilde evlenemezler.
MAKSİMUM EVLENME YAŞI

Maksimum evlenme yaşı yoktur. Kadın veya erkek, 100 yaşında bile olsalar evlenebilirler; yeter ki ayırt etme (temyiz) gücüne sahip olsunlar.

Ancak, bir kadın veya erkek, eğer ayırt etme gücüne sahip olmasa bile, eğer ortada evlenmek için haklı bir sebepleri varsa, hakim -evlenme izni vermeyen vasinin iznine gerek duymadan- evliliğe izin verebilir. Yani, bu evliliğin iptali –bana göre- hukuken zor görünüyor.

***

Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla, Nazlıcan 18’e girmiş bir kız. Bu, Nazlıcan’ın 17 yaşında olduğu anlamına gelmekte. Ama, Nazlıcan’ın annesi ve babası boşanmış oldukları için, Nazlıcan’ın velayeti kimdeyse (babası huzurevinde kaldığına göre, herhalde velayet annede) onun izin vermesiyle -imzasının da noterden veya muhtardan onaylanması koşuluyla- Nazlıcan evlenmiş olmalı.

 
Gelelim Halis Toprak’a :

Zannederim, kızları, mirasın daha fazla bölünmemesi için babalarının evlenmesine karşı çıkmış olsalar gerek. Eğer babaları, tüm malvarlığını çocuklarına eşit paylaştırmış olsaydı, kızlar bu evliliği iptal ettirmeyi büyük ihtimalle istemeyeceklerdi.

Belli ki, aile içinde çözülmeyen bazı sorunlar var. Bizce, bu nedenle, Halis Toprak’ın çocukları, babalarını vesayet altına aldırarak babalarına gözdağı vermek istediler. Bunun için de, ilk adım olarak, evliliğin geçersiz bir evlilik olduğunu iddia etmeleri gerekiyordu.

Ben, 71 yaşında bir adamın çocuklarının; babalarının, torunları yaşında biriyle evlenmesine karşı çıkmalarını -duygusal anlamda empati yapınca- haklı görüyorum; ama böyle bir şeye kalkışmanın hiçbir işe yaramayacağını; sadece ailenin uğradığı manevi zararı arttıracağını düşünüyorum.

Kısacası, bu evlilikle Halis Toprak, topluma ve ailesine karşı örnek bir davranış sergilememiş olabilir; ama evliliği –yukarıda açıklanan şartla yerine getirilmiş ise- hukuken geçerlidir ve kimsenin de bir şey deme hakkı yoktur.

Anayasa’ya göre her birey özgürdür; ister evlenir ister boşanır. Kimse, başkasının şahsi işlerine (çocuğu bile olsa) karışamaz.

 

HALİS TOPRAK’A VASİ TAYİNİ MÜMKÜN MÜ ?

Halis Ağa’ya vasi tayin edilebilmesi için, çocukları Aile Mahkemesi’ne dava açmış olduklarına göre, hakim bu talebin haklı olup olmadığına karar verebilmek için, Halis Toprak’ın akıl sağlığının yerinde olup olmadığını tespit etmek için, Sağlık Kurulu’ndan RAPOR ister. Hakim daha sonra da –isterse- kısıtlanması istenen kişiyi dinler.

Ayrıca, hakim, Halis Toprak’a vasi tayin edebilmek için, bu arada, malvarlığını kötü yöneterek, gerek kendini gerekse ailesini darlık ve yoksulluğa düşürecek birtakım işlemleri yapıp yapmadığını da, incelemek zorundadır; çünkü kızları, mahkemeye bunu da ihbar etmişlerdir.
Bir zamanlar, aynı şeyi Hülya Avşar da, ölen annesi Emral Avşar için yapmıştı. Ve savurganlığı nedeniyle, Emral Avşar’a vasi tayin edilmişti.

Kanuna göre, kötü yaşam, alkolizm, kumarbazlık, savurganlık gibi sebeplerle kendini veya ailesini kötü, yoksul, geçinemez duruma düşüren kişiye vasi tayin edilebilir. Değil çocuk, ana-babaya; eş dahi, yukarıda belirtilen kötü yaşam hallerinin varlığı halinde, kocasına veya karısına dava açarak, kısıtlanarak önlem alınmasını ve kendisine vasi tayin edilmesini isteyebilir; müsrif olan eşe ait Sosyal Güvenlik Kurumu maaşının kısıtlanana değil de kendisine ödenmesini istemek de, bu önlemlerden biridir (*).
SONUÇ OLARAK;

Eğer Halis Toprak’ın savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı veya akıl sağlığının zayıflığı nedeniyle bakıma muhtaç olduğu ve başkalarının güvenliğini, bu nedenle tehdit ettiği ve ayrıca bu nedenlerle malvarlığını kötü yönettiği ve bu sebeple kendini ve ailesini yoksulluğa düşürme tehlikesi yarattığı ispat edilecek olursa, mahkeme Halis Toprak’a vasi tayin edebilir.

Bunun için de, mahkeme, Sağlık Kurulu’ndan Rapor almalı ve bu arada çok ayrıntılı bir yargılama yaparak, Halis Toprak’ın son yıllarda attığı tüm borçlandırıcı işlemleri ve yaptığı resmi işleri irdelemelidir. Yani bu dava medyayı daha çoook oyalar.

Ama bana sorarsanız, Halis Toprak’ın HABERTÜRK TELEVİZYONU’nda FATİH ALTAYLI’ya verdiği röportajdan gördüğüm kadarıyla, Halis Toprak’ın akıl sağlığı gayet yerindedir.
Halis Toprak’ın, özellikle, eski eşleri ve şu anda kendisiyle hasım konumunda olan çocukları hakkında yaptığı usturuplu konuşmalar, Halis Toprak’ın duygusal kontrolünün yerinde olduğunu ve mantığının gayet iyi çalıştığını ispatlamaktadır.
Onun yerinde kim olsa, sanırım bu kadar kontrollü ve dengeli bir duruş sergileyemezdi. Doktor değilim ama, bu dahi, kendisinin akıl sağlığının gayet yerinde olduğuna bir delildir.

….

(*) Nitekim, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Medeni Kanun’un 198. maddesine göre, böyle bir karar vermiştir.

 

Kısacası, bana göre, Halis Toprak’ın evliliği BAHANE, parası ise ŞAHANEDİR.

Başına gelenler de, genç kadınları tercih etmesinden değil, parasını kızları ile bölüşmemesinden kaynaklanmaktadır..

Yoksa oğulları da bu davaya müdahil olurlardı. Di mi ama ??
AV. MUKADDES GÜNSU AKÇAGÖZ